Matematik Dünyası Tarihçesi

Not: Ali Törün aşağıdaki yazıyı iki makaleden oluşacak şekilde 10 yıl arayla kaleme almıştır. 1991 – 2002 yıllarını kapsayan ilk bölüm 2008 yılında, 2003 – 2018 yıllarını kapsayan ikinci bölümse 2018 yılında Matematik Dünyası’nda yayımlanmıştır.

Ali Törün

Matematik Dünyası’nı ilk sayısından bu yana düzenli olarak izlerim. Çoğu genç okur sadece 2003’ten sonrasını bilir derginin. Oysa bugün, Matematik Dünyası 18 yaşında rüştünü ispatlamış bir genç. Peki, nasıl doğdu? Bugünlere nasıl geldi? Doğumunda ve büyümesinde emeği olanların, derginin yaşama mücadelesine ilişkin anıları nelerdir? İşte bütün bu soruların yanıtlarını aramak ve bugünün okurlarına derginin tarihçesini anlatabilmek amacıyla bu yazıyı kaleme aldım. Daha doğrusu o yılların değerli matematikçilerinin, emektarlarının anılarını derlemeye çalıştım.

Matematik Dünyası Nasıl Doğdu?

1990’da Türk Matematik Derneği ve ODTÜ Matematik Bölümü’nün ortak çağrısı ile Ankara’daki matematikçiler popüler bir matematik dergisi çıkarma konusunu görüşmek üzere toplanırlar. Timur Karaçay, Cemal Koç, Bahattin Cengiz böyle bir derginin yayımlanması düşüncesinde olan ilk matematikçilerdir. Bu düşüncelerini o dönem Türk Matematik Derneği başkanı olan Tosun Terzioğlu’yla paylaşırlar. Türkiye’nin ilk ve tek popüler matematik dergisi fikri Tosun Terzioğlu’nu heyecanlandırır:

Tosun Terzioğlu

Öncelikli sorunumuz parasal kaynaktı. şöyle düşünmüştük: Derginin giderlerini iki yıl boyunca karşılayacak bir kaynak bulabilir miyiz? İki yıl hiç satmadığını kabul ederek deneyelim. Eğer iki yılda dergi kendini kurtaramıyorsa, “Demek ki biz yanılmışızdiyerek bırakırız. Peki, ama bu kaynağı nerden bulacaktık? O dönemde Türk Matematik Derneği oldukça güç durumdaydı. Dernek 12 Eylülde bütün dernekler gibi kapatılmıştı. Daha sonra açılmasına izin verildi; ama aidat toplayamadığı için ekonomik olarak çok zayıftı. O yüzden çıkacak bir dergiye destek vermesi olanaksızdı. Sonra bir gün, sosyal bir ortamda, daha önceden tanıdığım büyükelçimiz Polat Tacerle karşılaştık. Ben bir hafta içinde Parise gidiyorum. UNESCOnun Türkiye temsilcisi oldum. Oradan bir şey ister misin?” diye sordu. Ben de isterimdedim. Matematik dergisi projesinden söz ettim. Türk Matematik Derneğinin durumunu ve bu iş için paraya ihtiyacımızın olduğunu anlattım. O da Kaç para lazım?” dedi. Doğrusu pek hesaplamamıştık. Bir an 10.000 dolar demeyi düşündüm; ama fazlaymış gibi geldi ve ağzımdan 8.000 dolar çıktı. “Pekidedi ve bir yere yazdı. Ama bana gelişigüzel bir kâğıda yazmış gibi geldi. Tıpkı Aziz Nesinin bir hikâyesindeki milletvekilinin, gelen istekleri Yenice sigarası paketinin üzerine yazması gibi. Yaklaşık iki ay sonra UNESCOnun Ankara temsilciliği aradı ve derneğin hesap numarasını istedi. Tamamen unutmuştum, şaşırdım ve hemen anladım ki Polat Beyin girişimi sonucunda UNESCO parayı göndermiş. Böylece bir bakıma, derginin can suyunu Polat Tacer vermiş oldu, biz de onu abone yaptık.

MD’nin ilk sayısı 1991

Daha sonra, UNESCOdan gelen bu parayı hiç kullanmadık; ama bu kaynak bizim için çok önemli bir güvence oldu.

Derginin hedef okur kitlesi, lise ve üniversite öğrencileri olarak belirlenir. Derginin adı potansiyel okurlar arasında yapılan bir anketle ortaya çıkar. İlk sayı 1991 Şubat’ında okurlarıyla buluşur; öğrenci, öğretmen ve akademisyenler arasında ilgiyle karşılanır. Kısa sürede ikinci baskısı yapılır. Derginin mutfağı ODTÜ Matematik Bölümü’dür.

Lise matematiğine aşina olan Cemal Koç Matematik Dünyası’nın ilk editörüdür. Cemal Koç ve yayın kurulu üyeleri “Biz bu dergiyi fotokopi yaparak bile çıkarmalıyız” kararlılığındadır. İlk beş sayının yayın kurulunda bulunan Timur Karaçay ise ODTÜ’de yapılan akademik faaliyetlerin önemine dikkat çekerek o dönem için şunları söylüyor: ODTÜ Matematik Bölümündeki akademik dinamizm dalga dalga yayıldıkça, ülke çapında daha çok gencin matematik yapmasının yollarını açacak çarelerden birisi ve belki de en önemlisi olarak, gençlere yönelik bir matematik dergisi çıkarma düşüncesi ortaya çıktı.

Şafak Alpay da o yıllarda Türkiye’de matematik adına yapılan birçok şeyin temelinde ODTÜ Matematik Bölümü’nün olduğunu vurguluyor ve Matematik Dünyası’nın doğumunu şu sözlerle açıklıyor: ODTÜ Matematik Bölümü paylaşımcı bir yapıya sahipti. Yarışma belli ölçüler içinde tutulurdu. Paylaşım kültürü de ODTÜnün kurucuları arasında sayabileceğimiz Cahit Arf, Gündüz İkeda, Tuğrul Taner, Hayri Körezoğlundan gelen bir gelenekti. Neyiniz varsa her şeyi paylaşmak. Dolayısıyla bu paylaşma duygusu birçok doğru ve güzel şeyin üretimini de beraberinde getirdi. Matematik Dünyası da bu koşulların bir ürünüdür. Bizler derginin yayımlanmasını kamu görevi olarak görüyorduk.

Şafak Alpay

Tosun Terzioğlu, ilk sayının ilk sayfasında “[…] İnsan aklının yüzyıllar boyunca yarattığı matematik bugün her zamankinden daha canlı. İşte bu Matematik Dünyası’nda olup bitenleri sizlerle paylaşmak için Türk Matematik Derneği olarak bu dergiyi çıkarmaya karar verdik” diye yazarak derginin çıkış amaçlarından birini açıklar.

Fidan Dikmek Zor Ama Zevklidir

Matematik Dünyası’nın ilk kez güneşe çıkışını yukarıdaki başlıkla anlatan Timur Karaçay, kendilerini “acemi yayıncılar” olarak nitelendiriyor ve o yılların zorluklarını şöyle dile getiriyor:

Timur Karaçay

Hiçbirimiz yayıncılık deneyimine sahip değildik. […] Derginin ortaya çıktığı yıllarda masaüstü yayıncılık şimdiki gibi gelişmemişti. Web teknolojisi henüz icat edilmemişti, internet yoktu, matematikçilerin önünde bilgisayarlar yoktu. Yazılar elle yazılıyordu, yazarlarla haberleşme mektupla veya telefonla yapılıyordu. Elle yazılan yayınlar ODTÜ Matematik Bölümünde LATEX ile yeniden diziliyordu. Ama LATEXten baskı kalıbı alabilen teknoloji henüz yoktu. Dolayısıyla LATEXten yazıcıya çıktı alınıyor, o çıktının bir tür fotoğrafı alınarak baskıya geçiliyordu. Basım yeri ODTÜde ders notlarını çoğaltmak için kurulmuş olan teksir atölyesiydi. Baskı kalitesi şimdiki teknolojiye göre kabul edilemez kadar kötüydü. Bugün her türden dokümanı pdf formatına çevirip baskıya hazırlayan teknolojiyi masaları üstünde bulan gençler, bir kuşak önceki dizgi tekniği olan kurşun dizgiyle boğuşmanın zevkini ve eziyetini bilemezler.

Bilgisayarı yazı makinesi olarak kullanabilecek insanın parmakla sayılabilecek kadar az olduğu yıllardır. Olanaksızlıklar meziyete dönüşür. ODTÜ Matematik Bölümü sekreterlerinden Zehra Öner LATEX öğrenir ve dizgi işini özveri ve ustalıkla yerine getirir. Dizgide yaşanan sorunların çözümü için matematikçi Bülent Karasözen yardımcı olur. Başlangıçta teknik konularla ilgili görevi matematikçi Ali Doğanaksoy üstlenir ve birçok teknik sorunu yoğun emek harcayarak çözümler. Derginin başından beri iki sütun halinde çıktığını belirten Şafak Alpay da en önemli teknik sorunlardan birinin cümle bölünmeleri olduğunu, yazılım programlarının İngilizce olmasından dolayı sözcüklerin hecelenmesinde ve metinlerin Türkçe yazım kurallarına uydurulmasında bir hayli zorluk yaşadıklarını ekliyor. 

Onlarca Matematikçinin Emeğiyle…

1991’de çıkan ilk sayının yayın kurulu Cemal Koç’un editörlüğünde şu isimlerden oluşur: Okay Çelebi, Hüseyin Demir, Ali Doğanaksoy, Halil Erdem, Yaşar Ersoy, İsmail Gümüşel, Timur Karaçay. 1992’de yayımlanan 5 sayıda ise yukarıdaki isimlere Alev Topuzoğlu ve Albert Erkip de katılır. 1993’ten 1996’ya dek Matematik Dünyası’nın editörü Şafak Alpay’dır. Yayın kurulunda ise önceki yıllarda görev alan matematikçilerden farklı olarak Turgay Kaptanoğlu, Mahmut Kuzucuoğlu, Mefharet Kocatepe, Alpaslan Ertuğ, Selma Atabey ve Cem Tezer görev alırlar. 1996 yılında editör Albert Erkip’tir ve yayın kuruluna yeni bir isim olarak Fikri Gökdal katılmıştır. İlk 30 sayı bugünkü Matematik Dünyası boyutlarındadır ve hemen her sayıda kapağa, çoğunlukla Öklid geometrisiyle ilgili bir matematik problemi konur. Kapağa konulan bu problemlerle, dergiyi eline alan bir kişinin daha kapağa bakar bakmaz matematik yapmaya başlamasını amaçladıklarını belirten Cemal Koç bu konuyu şöyle açıklıyor: Böylece kişinin kendisiyle veya başkalarıyla doğrudan bir yarışma içine gireceğini düşünmüştük. Bu düşünce uygulamada başarılı oldu sanırım. Çünkü okurların kapaktaki sorulara olan ilgisi oldukça fazlaydı.

Ali Doğanaksoy
Okay Çelebi
Turgay Kaptanoğlu
Alev Topuzoğlu
Bülent Karasözen

İlk sayının kapağında ise büyük geometri ustası Hüseyin Demir’in bir sorusu yayımlanır. O yıllarda o sorunun ortaöğretimdeki öğrenciler ve öğretmenler arasında elden ele, tahtadan tahtaya dolaştığı iyi bilinir. Hüseyin Demir, Matematik Dünyası için büyük bir şanstır. Dergi için coşkuyla makaleler hazırlar, sorular tasarlar. Bazı Amerikan matematik dergilerinde de yayımlanan bu soruların en önemli özelliğiyse özgün olmalarıdır. Bu soruların ülkemizde Öklid geometrisiyle ilgili problemlerin tanınmasında ve yaygınlaşmasında önemli bir rolü olmuştur. Matematik Dünyası’nın kapaklarında Hüseyin Demir’in birçok problemi yayımlanır. Ne yazık ki Haziran 1995 sayısının kapağında “Hüseyin Demir’i yitirdik” duyurusu vardır. Aynı sayıda Hüseyin Demir’in yaşam öyküsü ve eserlerinin dökümü, onun öğrencisi ve çalışma arkadaşı olan Cem Tezer tarafından kaleme alınır.

Sinan Sertöz
Cem Tezer
Mefaret Kocatepe
Albert Erkip
Mahmut Kuzucuoğlu

Matematik Dünyası profesyonel matematikçiler tarafından hazırlanan popüler bir dergidir. Popüler bir çerçevede matematik yapmak zordur ve yayın kurulu bu zorluğun ayrımındadır. Dergide yayımlanacak makaleler ilgi çekmeli, belli bir matematik düzeyini aşmamalı; ama matematikten de ödün verilmemeli ve matematik magazine indirgenmemelidir. Böylesi bir yayın anlayışıyla yola çıktıklarını belirtiyor Cemal Koç: Bazı ilke kararları almıştık. Bunlardan biri ve uygulaması da şöyleydi: Liselerdeki matematik öğretmenlerine ışık tutacak şekilde bazı konuları en sağlam bir biçimde ele alıp bu konuların öğrenciye nasıl aktarılması gerektiğini belirten yazılar yazdık. Bu yazılar matematik öğretmenleri arasında oldukça ilgi gördü. Sevinçle görüyorum ki bugün de Matematik Dünyası, bizim yaptığımıza benzer bir şekilde temel bir kapak kokonusu belirliyor ve onu işliyor. Biz daha çok bunu lise tabanında düşünürken, bugünse kapak konuları çoğunlukla üniversite konuları içinden seçiliyor; ama aynı düşünce devam ediyor. O dönemde Matematik Dünyası’nın yayın anlayışına ilişkin ana ilkelerimizden birisi de, dergide doğrudan doğruya matematik makalelerinin yayımlanmasıydı. Matematik tarihi ve felsefesi gibi matematik üzerine yazılmış olan yazılara en fazla birkaç sayfa ayırdık. Çünkü bu tip yazılar hiç matematikle ilgisi olmayan, hatta matematikten nefret eden birçok kişi tarafından bile ilginç bulunup birçok yöne çekilebiliyor. O dönemde ben bunu tehlikeli buldum. Ama bugün sayfa sayısı arttığından bu tip yazılar yayımlanıyor ve ben de çok hoşlanarak okuyorum.

Cemal Koç

“Onlardan bir şey istemiyorum, istediklerini ben onlara hediye ediyorum!”

Matematik Dünyası, 1991–1995 arasında ODTÜ Matematik Bölümündeki öğretim görevlilerinin özverisiyle yayıma hazırlanır. Derginin abonelere postalanmasıysa başlı başına bir sorundur. Kargo ve dağıtım şirketlerinin olmadığı bir dönemde, binlerce dergi zarşara konur, paketlenir ve postaneye götürülür. Bu iş için matematik bölümündeki bütün matematikçiler, çalışanlar seferber olur. Kimse, “Ben akademisyenim bu işlerle uğraşamam” demez; bilirler ki ülkemiz matematiği için bir “imkân”dır Matematik Dünyası ve ancak böylesi bir “aşk”la çalışılırsa yaşayacaktır bu dergi. O yüzdendir ki kuruluşundan bu yana Matematik Dünyası’nın hiçbir editörü, hiçbir yazarı yaptıkları iş veya yazdıkları yazı için bir kuruş para almamıştır. Bu özverinin en yakın tanığı Tosun Terzioğlu’dur: Bütün editörler gece gündüz demeden dünyanın vaktini harcamıştır; ama hiç kimse sormamıştır Emeğimizin karşılığı ne olacak?” diye. Bu soru sorulabilirdi; ama eminim hiç kimsenin aklına bile gelmedi böyle bir şey. Eğer yayın yönetmenine ve yazara para verseydik derginin satış fiyatını artırmak zorunda kalacaktık, tirajın düşmesi kaçınılmaz olacaktı.

1993–1995 yılları arasında derginin editörü olan Şafak Alpay 1995 Şubat’ında çıkan sayıda “Tosun İçin” başlıklı yazısında şöyle yazar : “Bu yazıya adını veren kişi kimimiz için Tosun, kimimiz için Tosun Bey ama çoğumuz için ağabeydir. Bu sayı ile beşinci yaşına basan Matematik Dünyası da varlığını aynı kişiye yani () Tosun Terzioğluna borçludur. Dağıtımın ODTÜden yapıldığı ilk yıllarda onu toplantı salonunda paketleme yaparken görebilirdiniz.”

Matematik Dünyası’nın dağıtım sürecinde yaşadığı zorlukların içinde olan ve dergiyi ODTÜ dışından destekleyen matematikçilerimizden biri de Timur Karaçay idi:

Derginin mutfağında yaşanan zorluklar, dergi basıldıktan sonra başlayan problemlerin yanında hafif kalıyordu. Derginin okura ulaştırılması çok daha zor bir işti. Yayın hayatına yeni giren, hedef okur kitlesince henüz tanınmayan derginin abone sayısı istenen düzeye ulaşamıyordu. Ülke çapında dağıtım yapan dağıtıcılar, kitapçılar kâr getirmeyecek bu işe girmiyordu. Yapılan abonelere dergiyi postalamak bile dergiyi çıkaran iki üç kişinin kol kuvvetine kalmıştı… O dönemde çok kızdığımız ama şimdi gülerek andığımız bir olayı anlatmak istiyorum: Derginin öncelikli amacı, ülke çapında matematiğe yeteneği ve hevesi olan gençleri açığa çıkartmaktı. Bu da derginin liselere girmesiyle başarılabilirdi. Bilindiği gibi okullara girecek her türlü ders aracının Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) bağlı Talim ve Terbiye Kurulunun (TTK) onayından geçmesi gerekir. O nedenle dernek kanalıyla TTKya resmi bir başvuru yapıldı, derginin örnek sayıları eklendi, gelecekte izleyeceği yayın politikası açıklandı. O zamanki Milli Eğitim Bakanı, TTK Başkanı ve kurulun matematikçi üyeleriyle görüşerek derginin okullara tavsiye edilmesi ve okul kütüphanelerine satın alınması isteğimizi ilettik. İsteğimiz olumlu karşılandı ve alışılmadık bir hızla TTKden dergi için okullara tavsiye kararı çıktı. Biz derginin bütün ortaöğretim okullarının kütüphanelerine alınacağını umuyorduk. Böylece bütün okullu gençlere ulaşma olanağı bulduğumuza sevinmeye başladık. Çok geçmeden o sakin ve ancak çok gerektiğinde sükûnetini bozan Sayın Cemal Koç karşımdaydı: “Onlardan bir şey istemiyorum, istediklerini ben onlara hediye ediyorum…”

Sayın Koçun kızmaya hakkı vardı. Dağ fare doğurmuştu. MEB ancak 20 dergi istiyordu ve onu da sanırım yüzde elliye varan bir indirimle alacaktı. Zaten dergi kâr amaçlı değildi, UNESCO desteği sayesinde maliyetinin altında satılıyordu. Sanırım Sayın Koç dediğini bir dönem yerine getirdi. Sonra eğitim işini üstlenmiş sorumlu Bakanlığın bu sorumsuz davranışı, Bakanlıkla aramızdaki nişanı bozdu. Ancak ne Sayın Alpayın ne de Sayın Koçun dergi çıkarma hevesi kırıldı.

Yıl 1993. Matematik Dünyası, tüm zorluklara karşın yayın hayatını sürdürür. Başlangıçta ODTÜ basım işliğinde, daha sonra da Türk Tarih Kurumu’nda basılır. Üç yıl boyunca derginin editörlüğünü ve çoğunlukla da tek başına tüm sorumluluğunu Şafak Alpay üstlenir:

Şafak Alpay

Biz, Matematik Dünyasıyla matematiğin uygarlığın temel öğelerinden biri olduğunu göstermeyi ve matematiğe karşı merak uyandırmayı amaçlamıştık. O yüzden öğrencilerden ve amatör matematikçilerden gelen her yazıyı titizlikle değerlendirmeye çalışıyordum. Ama bu yazıları okumak oldukça zordur. Daha doğrusu bazı çözülemeyen problemlere gönderilen çalışmalardaki hatanın nerede olduğunu bulmak ve bulunan hatanın hata olduğunu yazara kabul ettirmek çok kolay bir iş değildir. Bu tür yazıları incelemek için çok emek harcadığımı ve zaman zaman da bölümdeki arkadaşlarımdan yardım istediğimi anımsıyorum. Dergiye gelen yazıların değerlendirilmesi, editörlüğüm süresince yaşadığım en önemli zorluklardan biridir.

Matematik Dünyası için karşılıksız emeğin gücüyle, onlarca matematikçi çaba harcar. Akademisyenler dışında aklını ve yüreğini matematiğe vermiş, Matematik Dünyası’na katkı sağlayan gönüllüler de vardır. Bir dönem, derginin dağıtımını Türk Matematik Derneği’yle anlaşma yapan matematik öğretmeni Vahap Erdoğdu yapar. Gemi mühendisi Alpaslan Ertuğ da abone bularak, makaleler yazarak MD’yi İstanbul’dan destekleyenler arasındadır.

Bu yıllarda Matematik Dünyası bir kez daha kütüphanelere girebilmek için çaba harcar. Bu kez Kültür Bakanlığı’na başvurulur, yayın yönetmeni Şafak Alpay’dır:

Süleyman Demirel-Erdal İnönü hükümeti iktidardaydı. Kültür Bakanlığı tüm kütüphaneleri için Matematik Dünyasına abone oldu. Yurtiçi seyahatlerimde gittiğim kütüphanelerin kapısında Burada Matematik Dünyası vardırdiye duyurular asılıydı; ama hükümet değişikliğinin ardından Kültür Bakanlığı bizden derginin fiyatında indirim istedi. Zaten indirimli fiyattan satıyorduk. Dolayısıyla biz de o indirime gitmedik ve Kültür Bakanlığı da bulmuş olduğu bu bahanenin ardından alımları durdurdu.

Önce Okur, Sonra Matematikçi

Emre Alkan

Türkiye’deki matematiğin geleceği için çıkarılan bir dergiye devletin kütüphaneleri sırt çevirmiştir; ama genç okurların ilgisi gittikçe artmaktadır. Derginin en canlı bölümlerinden biri de okurlara sorulan soruların değerlendirildiği “Yarışma Problemleri” köşesidir. Bu köşe geniş bir okur kitlesi tarafından ilgiyle izlenmektedir. Başlangıçta kolektif bir çalışmayla hazırlanan bu köşe Şafak Alpay’ın editörlüğü döneminde başından sonuna dek Turgay Kaptanoğlu tarafından yürütülür. Katılım çok yüksektir. Birçok okur, problem çözmenin hazzı ve çözenler arasında kendi adını görebilmenin mutluluğuyla bu köşeye katılır. Bu okurlardan biri de Emre Alkan’dır. O dönemde Boğaziçi Üniversitesi Matematik Bölümü öğrencisi olan Emre Alkan başlangıçta MD’de yayımlanan problemlere çözümler gönderir. Ardından birbirinden güzel makaleleri yayımlanır, “Bir Eşitsizlik Üzerine” isimli yazısıysa en çok atıfta bulunulan makale olur. 1996’da Şafak Alpay’dan editörlük görevini devralan Albert Erkip bu yazı için şöyle yazar: Emre Alkanın Ekim 1995 sayımızdaki yazısı sanırız Matematik Dünyasının atıf şampiyonu oldu. Bu sayımızda tam üç yazı, atıf vermekten öte o yazıdan esinlenerek yazılmış. Emre Alkanı kutluyoruz. Emre Alkan, MD’de çoğunlukla sayılar kuramıyla ilgili yazılar yazar ve daha sonra bu konuda doktora yaparak akademisyen olur.

Matematik Dünyası birçok genci matematik yapmanın güzelliğiyle tanıştırır. Onların matematiği seçmelerinde ve matematikçi olmalarında etkin bir rol oynar. O gençlerden biri olan, 1990’ların lise öğrencisi ve bugünün akademisyenlerinden Barış Coşkunüzer Matematik Dünyası’yla karşılaşmasını şöyle anlatıyor: İstanbul Fen Lisesinde öğrenciyken elime MDnin bir sayısı geçmişti. Matematiği çok seviyordum, o dergiyi baştan sona satır satır okudum. Özellikle Sonsuz Odalı Otelyazısını dört beş kez okuduğumu hatırlıyorum. Benim matematiği seçmemde o yazının ve o yazının bana hissettirdiklerinin yerinin çok büyük olduğunu söyleyebilirim. Ders kitaplarının dışında, gerçek matematikle tanışmamı MD sağladı. Birçok arkadaşım üniversite sınavında mühendislik bölümlerini seçti. Arkadaşlarımın garipsemesine rağmen benim ilk tercihim matematik oldu. Bunda Matematik Dünyasının rolü çok büyük.

Matematik Dünyası’nın ilk altı cildi 1991–1996 arasında otuz sayı olarak ODTÜ’de yayına hazırlanır. Dergi, altı yıl boyunca ODTÜ ekibinin canla başla çalışmasıyla 1997’ye dek yayın hayatını sürdürür. 1997’deki bir yıllık aradan sonra, gönüllü olacak üniversitelerde hazırlanıp yayımlanması görüşü benimsenir.

Matematik Dünyası, sayfalarını ülkemizin tüm amatör ve profesyonel matematikçilerine açık tutmaya özen gösterir. Birçok genç, derginin hem yazarı hem de okurudur. Matematik Dünyası onlara yol olmaya, okul olmaya çalışır. İlk altı yılda dergiye yazanların sayısı 75’e ulaşır. Bu süre içinde en az iki makalesi yayımlanan isimler şunlardır: Fikri Akdeniz, Asuman G. Aksoy, Emre Alkan, Şafak Alpay, Yusuf Avcı, Sema Atabey, Nurettin Çalışkan, Hüseyin Demir, Ali Doğanaksoy, Alpaslan Ertuğ, Albert Erkip, Nurettin Ergun, İsmail Güloğlu, Hasan Gökpınar, Turgay Kaptanoğlu, H. İbrahim Karakaş, Mehfaret Alpseymen Kocatepe, Cemal Koç, Ali Nesin, Onur Sağsan, Sinan Sertöz, Doğan Sönmez, Hülya Şenkon, Ülkü Öztaş, Tuğrul Taner, Tosun Terzioğlu, Cem Tezer, Alev Topuzoğlu, Talat Tuncer, Cafer Veliev.

Akdeniz ve Ege Yılları

1998’de Matematik Dünyası için Akdeniz Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü görevdedir. Yayın Kurulu H. İbrahim Karakaş, Timur Karaçay, Doğan Çoker, İlham Aliyev, Ünal Ufuktepe’den oluşur. “Yeniden Başlarken” isimli giriş yazısında, Güneyin sıcak ikliminde gürbüzleşerek, kök dal budak salmasını dilediğimiz Matematik Dünyasının matematiği seven genç kuşaklarla yıllarca, on yıllarca kucaklaşacağına, yayın yaşamını kesintisiz sürdüreceğine inanıyor; bunun için çalışıyoruz diye seslenir yayın kurulu. Halil İbrahim Karakaş bu dileğin bugün gerçekleşme yolunda olduğunu görmenin mutluluğunu yaşadığını dile getirerek giriş yazısındaki bir cümleyi bir kez daha yineliyor: Matematik ve diğer bilim dallarında ilerlemiş toplumların Matematik Dünyası gibi bir değil birden fazla dergiye sahip oldukları gerçeğini düşünerek Matematik Dünyasına sahip çıkmalıyız.

Türk Matematik Derneği’nden sağlanan kaynakla bir bilgisayar ve yazıcı alınır. Baskı ve dizgi koşulları oldukça kötüdür. O yıllarda dergi, ODTÜ’de olduğu gibi LATEX tekniğiyle dizilir. Asistanların bu tekniği öğrenebilmeleri için bölümde MSWORD’u yasakladıklarını anımsar Timur Karaçay. Dergi Antalya’da yayına hazırlanır, basılması için İstanbul’a gönderilir, dağıtım Antalya’dan yapılır. En büyük zorluğun bu aşamada yaşandığını anımsıyor Halil İbrahim Karakaş: Matematik Dünyasının dağıtımının yapılacağı günlerde Akdeniz Üniversitesi Matematik Bölümünün tüm akademik ve idari personeli seferber olurdu. Derginin poşetlenmesi, adreslerin yazılması ve postaya verilmesi için cansiparane bir çaba gösterirlerdi. Daha sonra dergi Antalyada basıldı ve dağıtımını bir kargo şirketi ücretsiz olarak üstlendi.

Yayın kurulu karşılıksız emeğin gücüyle yollara düşer, dergiye kaynak yaratabilmek amacıyla okulları, dersaneleri kapı kapı dolaşarak reklam almaya çalışır. H. İbrahim Karakaş editörlüğünde eldeki yazılar düzenlenir, bilgisayar ortamına geçirilir. Bu çalışmalar için Ünal Ufuktepe daha sonra şöyle yazacaktır: Bir işi ilk kez yapmanın heyecanını ve telaşını yaşıyorduk.

Matematik Dünyası’nın Akdeniz’e gelmesinden kısa bir süre sonra Timur Karaçay Akdeniz Üniversitesi’nden ayrılır. Ardından, önce Ünal Ufuktepe ve daha sonra da H. İbrahim Karakaş başka üniversitelerde çalışmaya başladıklarından dergi Doğan Çoker ve İlham Aliyev tarafından yayıma hazırlanır. 2003’te yitirdiğimiz değerli matematikçimiz Doğan Çoker, kendi rapido takımıyla çizimleri, gelen yazılardaki düzeltmeleri en ince ayrıntısına kadar emek emek yaparak Matematik Dünyası’nın bugünlere gelmesinde katkısı en çok olanlardandır.

Doğan Çoker
Halil İbrahim Karakaş
İlham Aliyev
Refail Alizade

Matematik Dünyası, 2001’de “göçmen kuşlar misali” Akdeniz’den Ege’ye kanat açar. Nöbeti İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Matematik Bölümü devralır. Yayın kurulu, Doğan Çoker, Ünal Ufuktepe, Rafail Alizade, Oktay Pashaev, İsmail Aslan ve Engin Büyükaşık’tan oluşur. 2001’in ilk sayısındaki başyazıda şöyle denilmektedir: Düşlerin milyarderleri olan insanlarla yine birlikteyiz. Ulusal Kurtuluş Savaşımızın simgesi olan İzmirden yayın hayatımızı inadına sürdürme kararlılığındayız.[…] Küresel ya da ulusal krizlere rağmen inadına düşünen ve üreten insanları MDye çağırıyoruz. MDye abone olalım ve abone bulalım ki matematiğin saman yolundan bir yıldız da sizin masanıza insin.

Bütün zorluklara karşın yayın kurulu üyeleri dışında İlham Aliyev ve İYTE Matematik Bölümü asistanları tamamen amatör bir ruhla ve matematik sevgisiyle canla başla çalışırlar. Bu zor ve özverili dönemi Ünal Ufuktepe “Gönüllülük” sözcüğüyle açıklıyor:

Ünal Ufuktepe

Bizi, dergi için çalışmaya iten hiçbir yaptırım yoktu. Bu işte Ben varımdiyen vardı, “Ben yokumdiyen de yoktu. Örneğin ben, belli bir dönem çalışma anlayışıma uymadığı için Ben yokumdemiştim; ama daha sonra koşullar oluştuğunda bütün gücümle çalışmıştım. Özce, bizi dergiye bağlayan gönüllülüktü. Dergiyi yayımlamaya başladığımız tarih olan 2001’de, İYTE Matematik Bölümü henüz 3 yaşındaydı ve bölümdeki öğretim üyesi sayısı 6 veya 7 idi. Bölümde yaptığımız ilk toplantıda, Matematik Dünyası için çalışmanın hiçbir kişisel çıkarla ilişkisi olamayacağını, özveri ve gönüllülük esasına dayalı olacağını uzun uzun konuştuktan sonra Rafail Alizade, İsmail Aslan ve diğer arkadaşlarla birlikte yola çıktık.

Başlangıçta yayın kurulu üyelerinin dergiye yazı yazmaması konusunda bir ilke kararı alınır. Ama dışarıdan yazı gelmeyince kurul kendi içinde görev dağılımı yaparak yazılacak makaleleri paylaşır. Matematik Dünyası zor bir süreçten geçmektedir ve bu zorluğu doğrudan yaşayan kişi de yine Ünal Ufuktepe’dir:

Türk Matematik Derneğinin çizdiği bir çerçeve vardı. Bu dergi 32 sayfa olacak, sütun formatında yazılacak, yılda 5 sayı çıkacak gibi. Bu kuralların bazıları derginin niteliğinin yükselmesinde engeldi. Örneğin sayfa sayısının 32 ile sınırlandırılmış olması ciddi güçlükler yaratıyordu. Çünkü uzun makaleleri parçalamak ya da yayımlayamamak sorunuyla karşı karşıya kalıyorduk. O yüzden derginin Ali Nesin tarafından çıkarılan ilk sayısını gördüğümde Bu iş tamam, benim yapmak istediğim de buydudedim. Ayrıca o dönemde yazı konusunda diğer illerdeki matematikçilerden beklediğimiz desteği alamadık. Ama buna karşın TÜBİTAK projelerine katılmış ve ödül almış öğrencilerin çalışmalarını kısaltarak ve yüksek lisans öğrencilerinin tezlerini basitleştirerek dergiye koyduk. Bu yazılar büyük ilgi gördü. Çünkü Matematik Dünyası, proje ve tez çalışmasına başlayacak öğrenciler için önemli bir kaynak olmuştu.

 Matematik Dünyası Yayın Kurulu’nun 23 Aralık 2002 tarihli Turkmath Duyurusu
 Matematik Dünyası’nın 5’inci sayısının çıkmasıyla birlikte 11’inci cildi tamamlandı. 2003 yılından itibaren dergi İstanbul Bilgi Üniversitesi Matematik Bölümünce çıkarılacak. Abonelik için ilgili üniversitenin aşağıdaki adresleriyle, eski sayılar için ise Türk Matematik Derneği ile kontakt kurulmalıdır. 5’inci sayının içeriği ekteki jpg dosyasındadır.
 Bu derginin hazırlanmasına katkıda bulunan Türk Matematik Derneği’ne, Matematik Vakfı’na, Matematik Dünyası’nı bir gönül işi olarak algılayan İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Matematik Bölümü öğretim elemanlarına; Rafail Alizade, Ünal Ufuktepe, Oktay Pashaev, Murat Atmaca, İsmail Aslan, Engin Büyükaşık, Ali İhsan Neslitürk, Günnur Ufuktepe, Hakan Kutucu, Tina Beşeri, Eylem Erdoğan ve Göksen Bacak’a yürekten teşekkür ediyoruz. 
MD’nin 2003 ilk sayısı
MD’nin 2002 son sayısı

1998-2002 arasında en az iki makalesi yayımlanan (ODTÜ dönemindeki isimlere ek olarak) isimler şunlardır: İlham Aliyev, İsmail Aslan, Metehan Aydın, Samet Beğçe, Tina Beşeri, Engin Büyükaşık, Doğan Çoker, Ogün Doğru, Gündüz İkeda, Nurhayat İspir, Oktay Pashaev, Mehmet Şahin, Ogün Öge, Levent Özbek, Ünal Ufuktepe.

2002’den itibaren İYTE’de yaşanan bazı akademik sorunlar Matematik Dünyası’nı da etkiler. Bazı yayın kurulu üyeleri görevlerini bırakır. Derginin mutfağında yaşanan sorunlara abone sayısının yetersizliği de eklenir. Derginin tanıtımı ve abone bulabilmek için okullara söyleşiye gidilse de abone sayısında önemli bir artış sağlanamaz. Örneğin İstanbul’dan dergiye abone olan sadece 10 kişi vardır. Bu olumsuz gelişmeler üzerine Ünal Ufuktepe, Türk Matematik Derneği’yle çözüm için görüşür:

TMD ile son bir kez daha masaya oturdum ve Derginin bu koşullarda yayın hayatını sürdürmesinin olanaksız olduğunusöyledim. Dergiye sadece birkaç kişinin değil, tüm toplumun ve derneğin de sahip çıkması gerektiğini bildirdim. TMD ile daha kolay bağlantı kurulabilmesi açısından Matematik Dünyasının Ankara veya İstanbulda yayımlanmasının zorunlu olduğunu ilettim. Ayrıca bu iş için en ideal kişinin de Ali Nesin olduğunu dile getirdim. Kısa bir süre sonra Ali Nesin beni aradı ve Niye bırakıyorsun?” diye sordu. Uzun bir telefon görüşmesinde derginin o gününü ve geleceğini görüşerek görevimi Ali Nesine devrettim.

Ünal Ufuktepe’nin öncülüğündeki ekip ilginç makalelerle dolu olan 10 ve 11’inci ciltleri tamamlar. Bilindiği gibi 2003, Matematik Dünya’sının İstanbul Bilgi Üniversitesi Matematik Bölümü’ne emanet edildiği yıldır.

Matematik Dünyası’nın 2003 öncesi sayılarındaki yazılar www.matematikdunyasi.org adresinde okunabilir.

Matematik Dünyası’na doğumundan bu yana sevdalı biri olarak bu yazılardan çok şey öğrendiğimi belirtmek isterim.

Ne sevinç, ülkemizin türünde tek matematik dergisi olan Matematik Dünyası’nın tarihini öğrenmek ve anlatmak. Ne sevinç, matematiğin o aydınlık bahçesinde sabırla bir fidana güneş tutan güzel insanları tanıtabilmek. Ne güzel artık meyve veren bir ağacımızın olması… ¨

2003 – 2018

Matematik Dünyası dergisi, namıdiğer MD,  27 yıldır yayımlanıyor. 107 sayı boyunca onlarca matematikçinin çabasıyla ortaya çıkan binlerce sayfalık devasa bir külliyat. Ülkemiz matematiği için ne büyük bir hazine!

Derginin sahibi Türk Matematik Derneği’dir ve 2016’da yitirdiğimiz Tosun Terzioğlu’nun öncülüğünde yayın hayatına başlamıştır.  İlk sayı 1991’in Şubat’ında çıkar. Derginin mutfağı ODTÜ Matematik Bölümüdür. Yılda 5 sayı (ilk yıl 4 sayı) ve 32 sayfa olarak yayımlanır. 1997’ye dek ODTÜ, 1998-2000 arası Akdeniz Üniversitesi, 2001-2003 döneminde de İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Matematik Bölümünce yayına hazırlanır. 2003- 2014 döneminde İstanbul Bilgi Üniversitesi Matematik Bölümünde tam 11 yıl boyunca Ali Nesin’in editörlüğünde yayın hayatını sürdürür. Sonrasında,  2014-2018 yılları arasında MD’nin eş-editörleri Ayhan Günaydın, Alp Bassa, Özer Öztürk, Özcan Kasal ve Özgür Kişisel olacaktır.

Bu yazıda, MD’nin 2003’ten günümüze kısa tarihçesini kaleme almaya çalışacağım. 2003 öncesi dönemin kısa öyküsünü MD’nin 79’uncu (2008-IV) sayısında yazmıştım.

MD’nin 2003-2013 dönemi

Matematik Dünyası, 2003 sonrasında okurların karşısına bambaşka bir biçim ve içerikle çıkar. Sayfa sayısı ilk sayıda (2003-I) 72’ye sonraki sayılarda 112’ye çıkarılır ve yılda 4 sayı yayımlanır.  İlk sayının yayın kurulu Ali Nesin’in editörlüğünde şu isimlerden oluşur: Ahmet Doğan, Şafak Alpay, Haluk Oral.

2003’ün 2’inci sayısının giriş yazısında editör Ali Nesin MD’nin 1 milyon tirajı hedeflediğini açıklar:

[…]  Matematiği sevimli kılmak için bin dereden su getirmiyoruz, matematiği yapay bir biçimde eğlendirici kılmaya çalışmıyoruz, çünkü matematiğin kendisinin sevimli ve eğlendirici olduğunu biliyoruz. Matematik dışı zıpırlıklarımızı heyecanımıza verin.

Dergimizin abone sayısı 2000’i aşmış durumda. Şimdilik… Toplam satışımız 5000’i aştı, ama yetmiş milyonluk bir ülke için gene de çok düşlük bir rakam. Dergimiz, on bin değil, yüz bin de değil, en az 1 milyon satmalı. Daha azına razı olamayız, olmamalıyız. Sadece okullara değil, memleketin en ücra kıraathanelerine kadar girmeliyiz!

1 milyonluk “gerçek üstü” hedef inanılmaz bir gerçeğe dönüşür, neredeyse her sayı en az 15000 basılır ve 12000 ortalamayla dağıtımı yapılır.[1] Ayrıca, halen eski sayıların satışı sürdüğünden, bugün 2003-2013 dönemine ait her sayının ortalama satışı yaklaşık 20.000’e ulaşmıştır[1]. Holding, cemaat vb. kurumların desteği olmadan magazin dergilerinin bile yakalayamadığı bu tiraja bir matematik dergisiyle ulaşmış olmak kuşkusuz ki olağanüstü bir başarıdır.

Çok satıyor olmak bir derginin değerini ortaya koyan yeterli bir ölçüt müdür? Matematiği sulandırarak bütünüyle popülizme kaçıldığı durumlarda çok satış elbette bir değer ölçüsü değildir. Oysa MD, matematik yapmaktan ödün vermemesi, düzeyi düşürerek satışı artırma kolaycılığına kaçmaması, kar amaçlı olmaması ve de çok satmasıyla değerli bir dergi olmayı fazlasıyla hak ediyor. Bu saptamanın en somut göstergesi kapak konularıdır. 2003-2013 döneminde 11 yıl boyunca, Sayıların İnşası, Aksiyomatik Kümeler Kuramı, Sonlu Matematik, Geometri, Sayılar Kuramı, Analiz ve Cebir başlıkları kapak konuları olmuştur. Her sayıda   112 sayfanın yaklaşık yarısı kapak konularına ayrılmıştır. MD, bu yanıyla akademik düzeyde matematikle uğraşanlar için bir kitap işlevi görmüştür. Sadece tek tek yazılardan ayrı ayrı makalelerden oluşan bir “güldeste” olmamıştır. Fransız yazar Marcelin Pleynet’in “ Dergi, dergi niteliğini yitirmemeli ama bir yandan da kitap işlevi görme yollarını aramalı” [2] sözü MD’nin kapak konularıyla yaptıklarını çok iyi anlatıyor sanırım.

2005-IV’ün kapağı
2003-I’in (ilk sayının) kapağı

Kapaklar. 2003’teki ilk 4 sayı kapak konularına uygun görsellerle çıkar. Sonraki sayılarda bir resim şöleni başlar MD kapaklarında. Okur önce, Picasso, Klee, Matisse, Vasarely, Beyer gibi ünlü ressamların resimleriyle karşılaşır. Matematik resim elbisesi giymiş gibidir ve dergi adeta okurlarını “Matematik resim kadar güzeldir” diye seslenerek iç sayfalara çağırır.

Kapakların sıra dışılığı, görsel ve estetik zenginliği MD’nin en güçlü biçimsel yanıdır.                                                               

Ekonomik destek sağlamak amacıyla arka kapaklara banka, üniversite, kitap reklamları alınmıştır. Belki ilk bakışta bu reklamların bir matematik dergisinde yer alıyor olması yadırganabilir, ama dergiyi inceleyen her okur “arka kapak varlığını ön kapağa ve içeriğe borçlu” çıkarımını kolaylıkla yapacaktır.

2007-II’nin kapağı oldukça çarpıcıdır, çünkü Matematik Köyü’nün kurulduğu yıl jandarma tarafından ziyaret (!) edilmesi karşısında dergi editörü ve öğrencilerin dehşet dolu yüz ifadesini yansıtır.

2007-2’nin kapağı

Giriş yazıları.  Matematik öğretimi, matematik- hayat ilişkisi gibi konular üzerine deneme türünde kaleme alınmış bu yazılar editör Ali Nesin’in ilginç deneyim ve görüşlerini yansıtır.  2003-II’deki giriş yazısının son paragrafında ABD’nin Irak’ı işgal etmesiyle yaşanan trajediye değinilerek insanın insanlaşması için matematiğin ve MD’nin soyut gücünden (!) söz edilir:

Yeryüzünden savaşları ancak matematik gibi, felsefe gibi, sanat gibi doğrudan hiçbir işe yaramayan, ama doğrudan hiçbir işe yaramadıkları için de her işe yarayan uğraş dalları silebilir. Biz, bu dergiyi çıkararak yeryüzünde savaşları azaltacağımıza inanıyoruz. Bu dergi sayesinde insanların daha mutlu, daha barışsever, daha sağlıklı, daha güzel olacaklarına inanıyoruz. Bu derginin bir sayfasını açıp iki satır okuyup üç dakika düşünenin böyle bir vahşete ortak olamayacağına inanıyoruz. Sadece bu, dergimizi milyonların okuması için yeterli neden değil midir?

Okurlardan. En renkli bölümlerden biri olan “Okurlardan” köşesi editörün mizahı kullanmasıyla belki de en çok okunan sayfa olmuştur.  Okurlardan gelen sorular ve editörün yanıtlarına örnekler:

Soru: Hocam, tek sayıların olmadığını kanıtladım. Bu konuyu uluslararası dergilerde yayımlamam gerekiyormuş. Onun için size gönderdim. Yardımcı olursanız sevinirim.

Yanıt: Şimdi de çift sayıların olmadığını kanıtla da MD’nin kapısına kilit vuralım.

Soru: Sanırım 5 yıldır uğraşıp kanıtlayamadığım Goldbach sanısını bu sefer kanıtladım. Size yolluyorum. İnceleyip beni doğru ya da yanlış olduğu konusunda bilgilendirmenizi rica ediyorum.

Yanıt: Kanıtınız sadece iki sayfa olduğundan yanlıştır.

Soru: 0 = 1 eşitliğini ispatlayarak matematiğin çelişkili olduğunu gösterdim. Şimdi ne yapayım?

Yanıt: Fiziğe el atıp başımıza taş yağmayacağını kanıtla.

Şafak Alpay

Soru: 29’un ikilik tabanda asal olmadığını gösterdim. Bu önemli bir buluş mudur?

Yanıt: Asallık tabandan bağımsız bir kavramdır. Buluşunuz önemli olmasına önemli de, bir kusuru var, yanlış

Şafak Alpay’ın hazırladığı, Kısa Kısa isimli köşede 11 yıl boyunca matematik dünyasından güncel haberler verilir. Okurlara mantık ve popüler matematik sorularının sorulduğu ve bir sonraki sayıda çözümlerinin verildiği Beyincik ve Eureka isimli köşeler dönüşümlü olarak Aslı Nesin, Haydar Göral, Uğur Doğan ve Ezgi Kantarcı tarafından hazırlanır.

Refail Alizade

Problemler ve Çözümler köşesi MD’nin en kıdemli bölümüdür. Dile kolay, tam 16 yıl ( 2003-2013 döneminden sonra da devam eder.) boyunca Refail Alizade’nin yoğun emek ve çabasıyla hazırlanan bu köşe özellikle matematik yarışmalarına hazırlanan, problem çözmeye meraklı okurun ilgisini çekmiştir.

Bir Tayfun Akgül karikatürü

Dergide mizahın en önemli ismi karikatürist Tayfun Akgül olmuştur. Uluslararası bilim dergilerinde de karikatürleri yayımlanan Akgül, Matematik Dünyası için çizdiği karikatürlerle matematik (m)izahından çok güzel örnekler vermiştir. Ayrıca, Akgül, derginin son sayfasında 18 sayı boyunca Piref. H. Ökkeş, Pref Ökkeş mahlaslarıyla matematik tarihi ve popüler bilim üzerine mizahi bir dille birbirinden ilginç yazılar kaleme alır, güldürür, düşündürür…

Ergun Akleman’ın, 2008-2012 arasında son sayfada matematiğin konu edildiği birbirinden ilginç karikatürleri yayımlanır. TÜBİTAK’ın popüler bilim dergisi olan Bilim ve Teknik’in 2009 Mart sayısının Darwin kapağı ve içeriğinin TÜBİTAK üst yönetimince sansürlenmesini MD, Ergun Akleman’ın karikatürünü kapağa taşıyarak protesto eder. 

2008-IV

Satranç köşesini 2003-2004 yıllarında Eşref Eşkinat hazırlar. 2004 sonrası 9 yıl boyunca Kıvanç Çefle, “Şu Garip Piyonlar, At ve Mat, Geriye Doğru Oynamak, Acele et: Ama Yavaşca!” gibi başlıkları olan tam 36 yazıyla satranç sever MD okurlarının ilgi odağı olur.

MD’nin mutfağı. 2003-2011 döneminde editör Ali Nesin’in inanılmaz enerjisi ve emeği ön planda olmuştur. Dergi büyüyerek bugünlere gelmişse bunu büyük ölçüde Ali Nesin’e borçludur. Editörün yayıncılık anlayışıyla derginin belirli bir yüzü oluşmuştur.

Ali Nesin

Editörün 2012-1 sayısının giriş yazısını okuduğumuzda, dergi çıkarmanın salt makale yazmak ve yazarlardan gelen yazıları derlemek olmadığını, oldukça zorlu bir süreç sonrasında bugünlere gelindiğini çok iyi anlayabiliyoruz:

İlk sayıyı hazırlamak için aylarca sabahlara kadar çalıştım. 72 sayfalık bir dergi tasarlamıştım. Sabaha karşı, artık çalışamaz hale gelince internetten matematikçilerin, matematik kulüplerinin adreslerini bulup, böyle böyle bir dergi çıkıyor, abone olun diye mesaj atıyordum. Abone sayısı 100’e ulaşmadı bile. Çok üzüldüm, bir iki defa ağlamaklı olduğumu anımsıyorum. Bunca çalışmanın sonucu böyle bir ilgisizlik beklemiyordum… Son bir mesaj daha attım: “Şimdi abone olun, yoksa gelecekte dergiyi müzayedelerde ateş pahasına alacaksınız… Hatta yatırım amaçlı birkaç dergi birden alın…” Halkımız kendine güveneni sever diye düşünmüştüm ama fayda etmedi…

Abone yok ama dergi hazır. Dergi hazır ama dizgici yok. Dizgici buldum ama matbaa yok. Matbaa buldum ama dağıtıcı bulamadım. Dağıtıcı buldum ama uygun kargo şirketi bulamadım… Bunların her biri son derece ilginç ayrı birer maceradır. Emekliliğimde yazarım! İlk sayıyı 4000 bastım. Satmaz ama, olsun, şanşeref olur… Bir haftada tükendi! 2000 daha bastım. O da kısa sürede tükendi. İkinci sayıyı 112 sayfaya çıkarıp 8000 bastım. Üçüncü sayı 11.000, sonra 15.000… Tirajımız giderek arttı. Şimdi 2003 sayılarından hiç kalmadı, hepsi tükendi… Diğerleri de tükenmek üzere. Söylemiştim!

Yazarlar. Derginin yazı yükü büyük ölçüde editörün üzerindedir, kapak konularının neredeyse tamamını kaleme alır. Ayrıca, onlarca popüler matematik yazısını çok hoş ve komik mahlaslarla yazdığı bilinmektedir. Beni çok güldüren bu mahlasların bazılarını yazmadan edemeyeceğim: Özer Çözer, Sayar Bayar, Saygı Duyar, Behçet Pekünlü, Aşkın Gözükör, Duygu Seli, Gül Yabani, Gülnihal Bunehal, Muasır Medeniyet, Eser Püfürür, Korkmaz Sönmez, Zekai Sezai, Mete Lick, Haşmet Meap, Ateş Farfara, Hawan Batson, Adam Dan Dick, Halim Duman, Hayati Önem, Oya Oyalar, Şanzuman Sağlam, Kayhan Zemin.

Dergide matematik felsefesi ve tarihi üzerine oldukça nitelikli yazılar yayımlanır. Bekir S. Gür, 12 sayıda matematik felsefesini konu edinen derinlikli makaleler kaleme alır, bu yazılar daha sonra kitaplaşır. Ali Ülger’in, 6 sayı boyunca “Matematiğin Kısa Bir Tarihi” başlığıyla ele aldığı yazıları matematikseverler tarafından ilgiyle okunur. Ali Törün, matematik tarihinde iz bırakan bazı büyük matematikçilerin hayat hikâyelerini 8 sayı boyunca kaleme alır.

2003-2013 arasında editörün dışında her sayıda yazan sadece iki isim vardır: Şafak Alpay, Refail Alizade; fakat döner kadro diyebileceğimiz 100’ü aşkın kalabalık bir yazarlar grubu dergi içeriğinin zenginleşmesine katkı sağlamıştır. 2003-2013 döneminde en az 3 makalesi yayımlanan isimler şunlardır: Ahmet Doğan, Alexandre Borovik, Ali Alpar, Ali Nesin, Ali Törün, Ali Ülger, Alp Eden, Alpaslan Parlakçı, Andrei Ratiu, Aslı Nesin, Azer Kerimov, Bekir S. Gür, Betül Tanbay, Burak Özbağcı, Chris Stephenson, Çağan Korkmaz, Doğan Bilge, E. Mehmet Kıral, Emine Şule Yazıcı, Ezgi Kantarcı, Ferit Öztürk, Haluk Oral, Haydar Göral, İhsan Yücel, İlham Aliyev, İlhan İkeda, Murat Kipel, Mustafa Özdemir, Mustafa Yağcı, Refail Alizade, Robert Langlands, Selda Küçükçiftçi, Selin Enüst Çalışkan, Selçuk Demir, Serhat Doğan, Sonat Süer, Şafak Alpay, Timur Karaçay, Tosun Terzioğlu, Uğur Doğan, Yusuf Ünlü, Zafer Ercan.

E. Mehmet Kıral

Matematik Dünyası’nın etkisinde kalan Haydar Göral, Uğur Doğan, E. Mehmet Kıral gibi gençler MD’nin önce okuru sonra yazarı olurlar ve matematikçi olmayı tercih ederler. E. Mehmet Kıral, 2003 kış sayısının “Okurlardan” köşesine “Ben bir lise üç öğrencisi olarak (…) matematik hakkında yazılmış yazılardan çok matematik yazılarına ağırlık vermenizi istiyorum.” diye yazar. Ardından da 2004 bahar sayısında ilk makalesi yayımlanır. Kıral, matematik lisans eğitimi aldığı sırada derginin önce yazar kadrosundadır, sonrasında da yayın kurulunda. Günümüzün başarılı bir matematikçisi olan E. Mehmet Kıral’la yaptığım görüşmede söylediği “Ben MD sayesinde matematikçi oldum” sözü MD’nin gençler üzerinde yarattığı etkinin somut bir örneği olarak görülebilir.

MD’nin dili. MD’de özellikle kapak konularının ele alındığı akademik makaleler arı bir yazı diliyle yazılır. Öte yandan matematiğin simgesel diline, sembollerin kullanımına profesyonelce bir özen gösterilir. Özellikle akademik makalelerde matematiğin evrensel niteliğini bozmadan, matematiği “millileştirmeden” Türkçeleştirme çabası görülür. Örneğin aksiyom yerine belit, hipotez yerine sanı, yardımcı teorem yerine önsav, graf yerine çizge, otomorfizma yerine özyapı dönüşümleri, tanım kümesi yerine kalkış kümesi, değer kümesi yerine varış kümesi gibi onlarca sözcükle bir MD dili oluşmuştur. Matematiksel kökenli birçok sözcük ilk kez MD’de kullanılır, böylece matematik yaparken sözcük üretilir. Editörün “aşırı Türkçe”den yakınan bir okura verdiği yanıt şöyledir: “Az kullanılan, pek bilinmeyen ya da affınıza sığınarak uydurduğumuz bir Türkçe terim olduğunda, terimin yanına ya da altına İngilizcesini yazıyoruz. (MD-2005-II)

Okurla konuşurcasına matematik yapmak… Böylesi bir biçemle popüler matematik kitaplarında karşılaşmak mümkün, ama MD, halkalar, sıralamalar, sonsuz sayılar, çizgeler, seçim beliti gibi kuramsal matematiğin en temel konularında okurun karşısına akıcı ve esprili bir dille çıkabilmeyi başarır. Matematiğin yapısını bozmadan matematik dilini halk diline yakınlaştırır. Örneğin bir sürüdeki koyunların sıralamasıyla “iyi sıralamalar” konusuna başlamak, bir savı kanıtlarken “Bu sav bize parlak ve hatta toz pembe bir gelecek işaret ediyor. Sanki her şey yolunda gibi” bir (m)izahi anlatım, bir fonksiyon için “f sıralamaya saygı duyuyor” demek veya “acaba bu en gıcır sonlu küme maksimal bir sonlu küme mi?” diye sorarak matematik dilinin dışına çıkıyor olmakla oldukça ilginç ve çekici bir üslup kullanılmıştır.

2006-II’nin kapağı

                            Matematik Dünyası ve Les Demoiselles d’Avignon…

Yazı masamın üstüne yayılmış rengârenk kapaklarıyla 2003-2013 döneminin Matematik Dünyası dergilerine bakıyorum. Sanki matematik resim elbisesi giymiş. MD editörünün ressam oluşu geliyor aklıma ve 2006-II’nin kapağına takılıyor gözüm, bir Picasso resmi: Les Demoiselles d’Avignon( Avignon’lu Kızlar). Picasso’nun bu resmi daha önceki resimlerine hiç benzemiyor. Bu resim üzerinde altı aydan fazla çalışmış. Bazı kısımlarını yeniden ve yeniden boyamasına rağmen resmi bitirememiş. Ama bu resim o kadar köklü bir etki yaratmış ki, resim sanatında muazzam ve tarihsel bir dönüşüme yol açmış. Bir anlamda geçerli resim anlayışıyla başlatılan hesaplaşmanın ilk ürünü olmuş.

Matematik Dünyası ülkemiz matematiğinin Les Demoiselles d’Avignon’unu… Geleneksel matematik yapmanın dışında, değiştiren ve dönüştüren, matematik eğitimindeki egemen bakış açısını (ezber ve belleme) reddeden bitmemiş bir resim ve upuzun bir matematik öyküsü…

                                         Bir dönem kapanıyor ve yenisi başlıyor

Ali Nesin, 2013’ün sonunda 11 yıl boyunca yürüttüğü editörlük görevinden ayrılır. Geride 44 sayı ve 4832 sayfalık devasa bir matematiksel birikim kalmıştır. Tiraj, biçim, içerik ve nitelik bakımından yakalanan bu olağanüstü başarının sürdürülmesi gerekir.

MD’nin ulaştığı bu uzun soluklu başarı birçok matematikçide bir “MD bilincinin” oluşmasını doğurmuş ve derginin yayın hayatını sürdürmesi gerektiği yönündeki eğilim güç kazanmıştır. Bu güzel yolculuk devam etmelidir! 

Onca yılın emek ve birikimi meyvelerini verir, okurlar editör olur, derginin başına genç matematikçiler geçer. MD’nin editör kurulu şu isimlerden oluşur: Ayhan Günaydın, Alp Bassa, Özcan Kasal, Özgür Kişisel ve Özer Öztürk.

Özer Öztürk
Alp Bassa
Ayhan Günaydın

2014’ün ilk sayısı nitelikli makalelerden oluşan zengin bir içerikle okurlarla buluşur. Editörler adına kaleme alınan ilk giriş yazısında MD editörü olmanın sorumluluğundan ve tedirginliğinden söz edilerek şu satırlara yer verilir:

[…]  MD gibi başarısını 23 yıl boyunca artırarak varlığını sürdürmüş bir dergiyi devralmış olmanın sorumluluğu elbette çok büyük. Üstelik MD son 11 yılda Ali Nesin ile birlikte pek çok değerli bilim insanın emeği sayesinde Türkiye’de 15 bin tirajına ulaşmış bir dergi. Elinizdeki sayı, bu sorumluluğun bilinci ve tedirginliği ile, bir süredir devam eden titiz bir çalışmanın ürünü.

Özgür Kişisel
Özcan Kasal

MD bu dönemde de 112 sayfa olarak yayımlanır. Yazar kadrosu önemli ölçüde gençleşirken içerikte de bazı değişikliklere gidilir. Yazıların düzenlenmesi ve seçiminde hakem uygulaması başlar.

 “Okurlardan” ve “Basından” köşeleri kaldırılır, daha önce Şafak Alpay’ın hazırladığı “Kısa Kısa” köşesini Muhammed Uludağ devralır, diğer sabit köşeler değişmez.  Kapak konuları bölümünün sayfa sayısı önceki döneme göre azaltılır. 2014’te yayımlanan sayıların kapak konusu lineer cebirdir. Sonraki sayılar,  Kenar Süsleri, Kümeler Kuramı, Doğal Sayılar ve Tam Sayılar kapak başlıklarıyla yayımlanır.

MD bu dönemde editörlerin kolektif emeğiyle yayın hayatını sürdürmüştür. Editörler kurulunun heyecan, özveri ve özeni 105’inci sayının giriş yazına şu cümlelerle yansır:

105’inci sayımızı baskıya gönderirken her zamanki gibi hem hazırlık sürecinin yorgunluğunu kemiklerimize kadar hissediyor, hem de MD’nin yepyeni sayısını sevgili okurlarımızın beğenisine sunmanın heyecanını yaşıyoruz. Dopdolu içeriğiyle yeni sayımızı okurken umarız siz de aynı heyecanı hissedersiniz.  

Nitelikli ve derinliği olan yazıların öne çıktığı bu dönemde özellikle birkaç sayıya yayılan yazı dizileri göze çarpar. Örneğin, Uluğ Çapar’ın 5 sayı boyunca süren Olasılık Kuramının Gelişimi yazı dizisi, Ahmet Çevik’in Matematik Felsefesi başlıklı makaleleri, Salih Durhan’ın Gereklilik Ağıdı isimli yazıları, Alp Bassa ve Ekin Özman tarafından kaleme alınan popüler matematik yazıları ve daha birçok ilginç makale MD’nin içeriğini zenginleştirmiş ve niteliksel düzeyi yükseltmiştir.  

Ali Nesin, bu dönemde de MD’nin destekçilerinden biridir, üç sayının kapak konularını kaleme alır ve her sayıda bir yazısı yayımlanır.

2014-2018 döneminde en az iki yazısı yayımlanan isimler şunlardır: Alp Bassa, Ayhan Günaydın, Ali Nesin, Alp Eden, Ahmet Çevik, Betül Tanbay, Ekin Özman, Ferit Öztürk, İhsan Yücel, İlker Bilbil, İlham Aliyev, Kağan Kurşungöz, Mert Çağlar,  E. Mehmet Kıral, Mustafa Topkara, Nurettin Ergun,  Özgür Kişisel, Özkan Değer, Özer Öztürk, Salih Durhan, Sinan Eden, Sonat Süer, Uluğ Çapar, Uğur Gül, Ülgen Kılıç, Yılmaz Akyıldız, Zafer Ercan.

2014-III, MD’nin 100’üncü sayısıdır. Bu sayının anısına okurlara Rafael Araujo’nun Eschervari bir resminin yer aldığı poster hediye edilir ve aynı sayıda Özer Öztürk’ün Araujo’yla olan söyleşisi yayımlanır.

100’üncü sayının kapağı

Matematik ve sanat insanlarıyla yapılan ilginç söyleşiler bu dönemde derginin yeni yüzü olmuştur. Özer Öztürk’ün 4 sayıda, Özgür Kişisel, Alp Bassa, Ayhan Günaydın ve Serpil Pehlivan’ın 1’er sayıda söyleşileri yayımlanır.

2014-2018 döneminde, 5 yıl boyunca MD sadece 8 sayı yayımlanabilir. Mali zorluklar ve dağıtım sorunu derginin düzensiz çıkmasına neden olur. Dergi, 2014 sonrasında yaklaşık 1 yıl yayın hayatına ara vermek zorunda kalır.  2015-1 sayısından sonra 2016’da 2, 2017 ve 2018’de 1’er sayı yayımlanır.

Bu dönemim son sayısı Aydın Aytuna ve Albert Erkip öncülüğünde Tosun Terzioğlu’nun anısına hazırlanmış özel bir sayıdır. 27 yıl önce Tosun Terzioğlu öncülüğünde yayın hayatına başlayan MD’nin bu özel sayısında Tosun Bey’in dost ve arkadaşlarının birbirinden ilginç ve duygusal yazıları yer almıştır.

Dergi editörleri başarıyla sürdürdükleri görevlerini Tosun Terzioğlu özel sayısıyla sonlandırırlar:

[…] Derginin son yıllarda sorumluluğunu üstlenmiş editör grubu olarak bu sayıyla sizlere veda ediyoruz. Ali Nesin’den devraldığımız bu zor görevi layıkıyla yapabildiğimizi umarak görevi yeni editörlere devrediyoruz. Bu süre boyunca derginin maddi, manevi destekçisi olan siz okurlarımıza tüm katkılarınız için sonsuz teşekkürler. Sizler sayesinde pek çok güçlüğün üstesinden gelebildik ve basılı dergilerin teker teker kapandığı bu dönemde MD’yi gecikmelerle olsa da çıkarabildik.

[…] Çözmekte zorlandığımız her konuda Ali Nesin yardımımıza koştu. Bizi hiç yalnız bırakmadı. Editörlüğünü yaptığımız sayılarda emeği büyüktür.

[…] Yeni editörler ekibine bu büyük sorumluluğu aldıkları için şimdiden teşekkür ediyoruz. Hazırlayacakları MD’leri dört gözle bekliyor olacağız.  

Evet, Matematik Dünyası yoluna devam ediyor. Okuduğunuz bu sayı genç matematikçilerden görevi devralan Alp Eden’in editörlüğünde hazırlanmıştır. MD’nin iflah olmaz bir okuru ve koltukaltında MD taşıma alışkanlığı olan biri olarak MD’nin yayımlanma sayısının “sonsuza ıraksayacağına” gönülden inanıyorum! Yaşasın Matematik Dünyası!

Kaynakça:

[1] http://www.matematikdunyasi.org/traj.php

[2] Cemal Süreya Günübirlikler, Toplu Yazılar II, Yapı Kredi Yayınları, 2016.

http://www.matematikdunyasi.org/arsiv/


[1] 2003-2013 dönemine ait sayıların yeni baskıları yapılarak ortalama satışın 20.000’e ulaştığı bilgisi dergi editörü Ali Nesin’den edinilmiştir.